top of page
2222.jpg

Tüm Emekliler Sendikası

             Emekli-Sen

Adres:Maltepe Mah.Necatibey Cad.No:76/8 Kızılay ANKARA

Tel: (0312) 4187 96

Faks: 0312 418 5996

BASINA ve KAMUOYUNA 1 Eylül Dünya Barış günü neden kutlanır? Alman Nazi ordularının 1 Eylül 1939 da Polonya’ ya saldırmasının 73. yıldönümü. Bu saldırıyla başlayan 2. Dünya Savaşı 60 milyon insanın ölümüne yol açtı. Savaşta en ağır kayba uğrayan Sovyetler Birliği tek başına 25 milyonun üzerinde insanını kaybetti. Savaş bittiğinde, ilerici insanlık, kapitalizmin yol açtığı bu felaket unutulmasın diye, bu günü Dünya Barış Günü ilan etti. Daha sonra SSCB ve Varşova Paktının dağılmasından dolayı Birleşmiş Milletler 21 Eylül gününü Barış Günü olarak kutlanmasına karar verdi. Türkiye ve KKTC. Bu günü 1 Eylülde kutlamaya devam etmektedirler. Cumhuriyet kurulurken o zamanın kurucu iradesi ve Gazi Mustafa Kemal “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” şiarını hedef koymuşlardı. Oysa Anayasa değişikliği sonrası yapılan seçimlerde; parlamento tamamen saf dışı bırakılmış, güçler ayrılığı güçler birliğine dönüştürülmüş, bağımsız adalet ve yargı hakkındaki tarafsızlık inancı yavaş yavaş toplumda yok olma noktasına getirilmiştir. Şehirler, yerleşim yerleri tarihi dokusuyla yok ediliyor, sit alanları, akarsular ve yer altı kaynakları rant uğruna belli kesimlere veriliyor, çocuklarımızın geleceği ipotek altına alınıyor. Küresel düzen denilen yapılanma ve ilişkiler, ekonomik-mali, siyasal, toplumsal ve ideolojik boyutları olan sistemsel ve yaşamsal bir kriz tehdit’i ya da süreci içinden geçiyor. Küresel sermaye düzeni ile bu düzenin çarkına dişli olmuş tüm iktidarlar kriz sarmalının bir parçası olmuştur. Ortadoğu coğrafyası, bu çatışmaların en kanlı ve yıkıcı yaşandığı yerlerin başında geliyor. Türkiye emekçileri de bütün Ortadoğu halkları gibi bu zalimliğin sonuçlarını yaşamaktadırlar. TÜRKİYE-KOMŞU İLİŞKİLERİ 24 Haziran seçimleriyle düğmesine basılan tek adam rejimi içeride ve dışarıda savaş politikalarını sürdürmeyi varlık nedeni olarak görmektedir. Türkiye 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde hem içerde, hem de dışarıda komşularıyla “Savaş hali” içinde olan bir ülke halindedir, bu durumunu 2018 yılı bütçesinde savaş’a ayırdığı 40.4 milyar lira da göstermektedir. Bu demektir ki savaş hali ve savaş bütçesiyle, ekonominin krizli hali ve giderek ağırlaşan sonuçları arasındaki ilişki çok daha açık ve dolaysız hale gelecektir. Emekliler olarak diyoruz ki, krizsiz ve savaşsız bir toplum ve yaşam mümkündür. Dünyamızın, bölgemizin ve ülkemizin onulmaz felaketlere sürüklendiği tarihi zamanlardan geçtiğimizin bilincinde olarak; sömürünün olmadığı bir toplum, ülke ve dünya hayal değildir. Demokrasiyi ve adaleti, halkın katılımı ve iradesiyle, işçi-emekçi ve emekli kardeşliğiyle, toplumsal dayanışma, paylaşım ve örgütlenmeyle kurmak, geliştirmek, yaşatmak mümkündür. Dil, din, renk, ırk, milliyet ayırımı olmadan eşitlik temelinde, kardeşçe, özgürce ve barış içinde bir arada yaşamak mümkündür. Savaş, ölmek, öldürmek kültürü bir kader değildir. Özgür ve insani bir dünya kurmak bizlerin elimizdedir. Böyle bir dünya istemek bizim hakkımız, çünkü biz milyonlarız ve dünyanın her yerindeyiz. Yeryüzündeki zenginlikleri yaratanlarız, onun için de diyoruz ki, işçiler, emekçiler, kadınlar, emekliler, dünyanın tüm sömürülenleri ve ezilen halkları, kardeşleşme ve dayanışma içinde, savaşlara karşı barışı kazanmak için seslerini, güçlerini ve eylemlerini birleştirirse hayal ettiğimiz bir düzen ve sistem gerçek olur. Yaşasın demokrasi, özgürlük ve barış mücadelemiz. Yaşasın 1 Eylül Dünya Barış Günü TÜM EMEKLİLER SENDİKASI MERKEZ YÜRÜTME KURULU
BASINA ve KAMUOYUNA 1 Eylül Dünya Barış günü neden kutlanır? Alman Nazi ordularının 1 Eylül 1939 da Polonya’ ya saldırmasının 73. yıldönümü. Bu saldırıyla başlayan 2. Dünya Savaşı 60 milyon insanın ölümüne yol açtı. Savaşta en ağır kayba uğrayan Sovyetler Birliği tek başına 25 milyonun üzerinde insanını kaybetti. Savaş bittiğinde, ilerici insanlık, kapitalizmin yol açtığı bu felaket unutulmasın diye, bu günü Dünya Barış Günü ilan etti. Daha sonra SSCB ve Varşova Paktının dağılmasından dolayı Birleşmiş Milletler 21 Eylül gününü Barış Günü olarak kutlanmasına karar verdi. Türkiye ve KKTC. Bu günü 1 Eylülde kutlamaya devam etmektedirler. Cumhuriyet kurulurken o zamanın kurucu iradesi ve Gazi Mustafa Kemal “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” şiarını hedef koymuşlardı. Oysa Anayasa değişikliği sonrası yapılan seçimlerde; parlamento tamamen saf dışı bırakılmış, güçler ayrılığı güçler birliğine dönüştürülmüş, bağımsız adalet ve yargı hakkındaki tarafsızlık inancı yavaş yavaş toplumda yok olma noktasına getirilmiştir. Şehirler, yerleşim yerleri tarihi dokusuyla yok ediliyor, sit alanları, akarsular ve yer altı kaynakları rant uğruna belli kesimlere veriliyor, çocuklarımızın geleceği ipotek altına alınıyor. Küresel düzen denilen yapılanma ve ilişkiler, ekonomik-mali, siyasal, toplumsal ve ideolojik boyutları olan sistemsel ve yaşamsal bir kriz tehdit’i ya da süreci içinden geçiyor. Küresel sermaye düzeni ile bu düzenin çarkına dişli olmuş tüm iktidarlar kriz sarmalının bir parçası olmuştur. Ortadoğu coğrafyası, bu çatışmaların en kanlı ve yıkıcı yaşandığı yerlerin başında geliyor. Türkiye emekçileri de bütün Ortadoğu halkları gibi bu zalimliğin sonuçlarını yaşamaktadırlar. TÜRKİYE-KOMŞU İLİŞKİLERİ 24 Haziran seçimleriyle düğmesine basılan tek adam rejimi içeride ve dışarıda savaş politikalarını sürdürmeyi varlık nedeni olarak görmektedir. Türkiye 21. Yüzyılın ilk çeyreğinde hem içerde, hem de dışarıda komşularıyla “Savaş hali” içinde olan bir ülke halindedir, bu durumunu 2018 yılı bütçesinde savaş’a ayırdığı 40.4 milyar lira da göstermektedir. Bu demektir ki savaş hali ve savaş bütçesiyle, ekonominin krizli hali ve giderek ağırlaşan sonuçları arasındaki ilişki çok daha açık ve dolaysız hale gelecektir. Emekliler olarak diyoruz ki, krizsiz ve savaşsız bir toplum ve yaşam mümkündür. Dünyamızın, bölgemizin ve ülkemizin onulmaz felaketlere sürüklendiği tarihi zamanlardan geçtiğimizin bilincinde olarak; sömürünün olmadığı bir toplum, ülke ve dünya hayal değildir. Demokrasiyi ve adaleti, halkın katılımı ve iradesiyle, işçi-emekçi ve emekli kardeşliğiyle, toplumsal dayanışma, paylaşım ve örgütlenmeyle kurmak, geliştirmek, yaşatmak mümkündür. Dil, din, renk, ırk, milliyet ayırımı olmadan eşitlik temelinde, kardeşçe, özgürce ve barış içinde bir arada yaşamak mümkündür. Savaş, ölmek, öldürmek kültürü bir kader değildir. Özgür ve insani bir dünya kurmak bizlerin elimizdedir. Böyle bir dünya istemek bizim hakkımız, çünkü biz milyonlarız ve dünyanın her yerindeyiz. Yeryüzündeki zenginlikleri yaratanlarız, onun için de diyoruz ki, işçiler, emekçiler, kadınlar, emekliler, dünyanın tüm sömürülenleri ve ezilen halkları, kardeşleşme ve dayanışma içinde, savaşlara karşı barışı kazanmak için seslerini, güçlerini ve eylemlerini birleştirirse hayal ettiğimiz bir düzen ve sistem gerçek olur. Yaşasın demokrasi, özgürlük ve barış mücadelemiz. Yaşasın 1 Eylül Dünya Barış Günü TÜM EMEKLİLER SENDİKASI MERKEZ YÜRÜTME KURULU

Web Sitemizin Kurulum Çalışmaları Devam Etmektedir.

bottom of page